Obezite hızla yayılıyor, dünya alarm veriyor
Son yayımlanan küresel araştırmalar, obezitenin sadece fiziksel görünümü değil, tüm yaşamı tehdit eden bir salgın olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 1980’li yıllardan bu yana 70’ten fazla ülkede obezite oranları en az iki katına çıkarken, çocuk ve gençlerde bu oran 2 ila 4 kat arasında artış gösterdi. Bugün dünyada obez birey sayısı 1 milyarı aştı. Türkiye’de ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre toplumun yüzde 20’sinden fazlası obezite ile mücadele ediyor. Bu tablo, obezitenin bireysel bir sorun olmaktan çıkıp ciddi bir halk sağlığı krizine dönüştüğünü gözler önüne seriyor.
Sağlıksız beslenmenin ardında ne var?
Bolu’da görev yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Damla Kilerci, obezitenin yalnızca fiziksel bir sorun olmadığını, psikolojik temelleri de bulunduğunu söylüyor. Kilerci’ye göre bazı bireyler yemek yoluyla mutluluğu arıyor. Ancak bu, çoğu zaman geçici bir rahatlamadan ibaret. “Bazılarımız yemek yiyerek mutlu olmaya çalışıyor, fakat bu mutluluk hissi yanıltıcı. Tıpkı anoreksi gibi, obezite de kronik bir hastalıktır,” diyen Kilerci, yeme davranışlarının altında bastırılmış duyguların yattığını vurguluyor.
Obezitenin görünmeyen etkileri neler?
Diyetisyen Kilerci, obezitenin yalnızca kilo artışıyla sınırlı olmadığını, ciddi sağlık risklerini beraberinde getirdiğini belirtiyor. Kalp rahatsızlıkları, damar tıkanıklıkları, tip 2 diyabet ve insülin direnci, obeziteyle bağlantılı en yaygın sorunlar arasında. Ayrıca, aşırı yağlı beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı bu hastalıkların oluşumunda temel rol oynuyor. Kilerci, bu süreçte farkındalık kazanmanın ve sağlıklı yaşamı tercih etmenin hayati önem taşıdığını dile getiriyor.
Sağlıklı yaşama geçenlerin fark ettiği gerçek
Asıl dikkat çeken bilgi ise sağlıklı yaşam sürecine adım atan bireylerde yaşanan psikolojik farkındalıkta gizli. Damla Kilerci, danışanlarının sıkça dile getirdiği bir ifadeye vurgu yapıyor:
“Sağlıklı beslenmeye başladıktan sonra çoğu danışanım, aslında ne kadar mutsuz olduğunu fark ettiğini söylüyor. Yemek yedikten sonra yaşanan pişmanlık hissi ortadan kalkıyor ve yerini zindelik, enerji ve ruhsal dinginlik alıyor.”
Bu sözler, obezitenin sadece fiziksel değil, ruhsal bir yük olduğunu da kanıtlıyor. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinildiğinde sadece beden değil, zihin de iyileşiyor.